İSTANBUL (İGFA) – Marmara Belediyeler Birliği (MBB) Meclis’i, 2024-2029 dönemi yönetimini seçti. İstanbul Beyoğlu’nda bir otelde düzenlenen MBB Meclis toplantısında, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı ve 2019-2024 Dönemi MBB Başkanı Tahir Büyükakın birer konuşma yaptı.
“BU KADAR TERS ORANTILI BİR YERLEŞİM…”
Marmara Bölgesi’nin, yüz ölçüm olarak Türkiye’nin 9’da 1’ine denk geldiğini belirten İmamoğlu, “Ama bir başka bakış açısıyla, Türkiye’mizde 3 vatandaşımızdan 1’inin yaşadığı bir yer. Bu kadar ters orantılı bir yerleşim, dünyada bir bölgenin, bir yörenin üzerine bu kadar yük edilmiş bir yoğunluk, çok fazla rastlanır bir durum değil. Bunun sorumluluğu olduğu kadar, aynı zamanda sorunları da var. Bir yanıyla bizim hepimizin omuzlarında olan sorumluluk tarafı var. Ama bir yanıyla da yığılmış sorunları var. Çözümlerin de hiçbirisi, az önce başkanımızın da ifade ettiği gibi, bireysel marifetle ya da sadece bir ilçenin, beldenin ya da bir büyükşehirin marifetiyle çözülmesi mümkün değildir” şeklinde konuştu.
“BELEDİYELER VATANDAŞLARIN DEVLETLE KURDUĞU İLİŞKİNİN BAŞLANGIÇ NOKTASI”
Belediyelerin vatandaşların devletle kurduğu ilişkinin başlangıç noktası olduğunu vurgulayan İmamoğlu, kamu hizmetlerine ve kamusal haklara erişimin en eski yolu olduğunu belirterek, “Seçmen iradesinin, demokratik yollarla kamu idaresine doğrudan yansıdığı yerler, belediyelerdir. Dolayısıyla bir toplumda demokrasinin standardının ve kalitesinin en önemli göstergesi de yerel yönetimlerdir Yerel yönetimlerde nabız varsa, demokrasi canlıdır. Bu nedenle vatandaşın, her şeyden önce devletine ve devletin adaletine duyduğu güvenin en temel taşlarından biri olan belediyelerin iyi yönetilmesi, gerçekten çok ama çok önemlidir. Bu kapsamda her birimizin ne kadar asil bir ve önemli bir sorumluluğa sahip olduğumuzun da altını çizmek gerekir. Toplumların demokrasi kültürü ve tecrübesi geliştikçe, belediye sayılarının arttığını, yetkilerinin genişlediğini, finansal kaynaklarının çeşitlendiğini görüyoruz. Buna karşın bir ülkenin demokrasi kalitesi düştükçe, demokrasisi zayıfladıkça, belediye sayıları azalıyor, yetki alanları daralıyor. Finansal olarak merkezi yönetime bağımlılığı artıyor” diye konuştu.
“Vatandaşın ilk sığınağı olan belediyelerin güçlendirilmesi çok önemlidir” diyen İmamoğlu, “Belediyelerin güçlendirilmesi demek, vatandaşların da güçlendirilmesi demektir. Yurttaşlar belediyeye yakın oldukça, aldığı hizmetler kolaylaşır, hizmet maliyetleri düşer, yerel kalkınma hızlanır ve yerel istihdam güçlenir. İktidarda hangi parti olursa olsun, vatandaşların en iyi hizmetleri, en kolay ve en düşük maliyetle alabilmesinin yolunun açılabilmesi için yerel yönetimlerin güçlendirilmesi şarttır. Şehirlerin kalkınmasının sürdürülebilir olması, afetlere ve krizlere karşı dayanıklı kılınması hem kısıtlı kaynakların doğru kullanımı hem de ekonomik ve sosyal hayatın gelişimi için oldukça önemlidir. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu yerel yönetim vizyonu, demokrasimizin geleceğinden asla ayrı düşünülemez. Türkiye’de hem hükümetin hem de muhalefetin ilk gündemlerinden birisi de mutlaka bu olmalıdır” diye konuştu.
İmamoğlu, bu kapsamdaki Marmara Bölgesi ve yakın çevresinin en önemli beka sorununun deprem konusu olduğunun altını çizdi.
“İSTANBUL, SON 5 YILDA ÜRETTİĞİ ÇÖZÜM KAPASİTESİYLE TÜRKİYE BELEDİYELER BİRLİĞİ’NE DE LİDERLİK ETME KAPASİTESİNE SAHİP OLDUĞUNU KANITLAMIŞTIR”
Çiçeği burnunda Birlik Başkanı ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ise, önümüzdeki dönem hem ekonomik kriz hem de birikmiş sorunlarımızın karmaşıklığı içinde geçeceğini söyledi.
Çok zor bir dönemde, belediyeler olarak çok önemli görevler üstleneceklerinin altını çizen Başkan Bozbey, “Bu nedenle Türkiye Belediyeler Birliği de oldukça önemli bir misyon üstlenmek zorundadır. Tıpkı Marmara Belediyeler Birliği gibi Türkiye Belediyeler Birliği de adalet odaklı bir üslupla yönetilmelidir. Bunun için, öncelikle temsilde adaletin sağlanması gereklidir. Türkiye Belediyeler Birliği hem iktidar hem de muhalefetin birlikte temsil edilebildiği, kaynakların adil dağıtıldığı, iş birliği yapılan bir yapı haline gelmelidir. Aynı zamanda kendini sadece kaynak dağıtan bir kurum olmaktan çıkarmalı, deprem ve iklim krizi gibi afet kaynağı sorunlarla ortak mücadele edebilen bir çözüm odağına dönüşmelidir. Deprem, konut, kentsel dönüşüm, iklim krizi gibi konular, bugün büyük ölçüde başta İstanbul ve Marmara üzerinden tüm ülkeyi tehdit etmektedir. İstanbul, riskin merkezi olduğu gibi, son 5 yılda ürettiği çözüm kapasitesi, kurumsal altyapısı ve tecrübesiyle Türkiye Belediyeler Birliği’ne de liderlik etme kapasitesine sahip olduğunu kanıtlamıştır. İki birlik arasında oluşacak sinerji, tüm yerel yönetimlere de güç katacaktır. Bugün Marmara Belediyeler Birliği’nde yarın Türkiye Belediyeler Birliği’nde oluşacak yeni yönetimler, ülke meselelerinin çözümünde, adaletin tesisinde ve kaynakların toplum yararına ve adil paylaşımında rol almalıdır.” diye konuştu.